İtalyan şairi Tasse 'nin, Türkleri tanıdıktan sonra, onlar hakkındaki görüşlerini hayranlık içinde:
Deviren, kırıp-döken, silip-süpüren yaman bir kasırgayı seher gibi yumuşatmak mümkün müdür?
Korkunç dalgalarını kabarta kabarta yürüyen bir denizi birden sakinleştirmek kabil midir?
Yıldırımı güle çevirmek imkanı var mıdır?
İnsanlar bu sorulara 'hayır, hayır' demekte tereddüt etmez değil mi?
Hâlbuki ben, kasırganın seher yeline, Coşkun denizin sevimli bir göle, yıldırımın güle inkılap ettiğini gördüm.
Türk’ten bahsediyorum. Düşmanına saldırırken amansız bir kasırgaya, korkunç bir denize ve insafsız bir yıldırıma benzeyen Türk, dost yanında ve silahsız kalmış bir düşmanın karşısında bir seher yelidir, bir güldür" diyerek ifade ettiğini... biliyormuydunuz?